YAŞAM-ÖLÜM VE İNSAN : IKIRU
3 min read
İnsan nasıl yaşar ? İnsanı ne için yaşar ve onu yaşama bağlayan şeyler nelerdir? Akira Kurasawa’nın hümanist yanını gösteren bu film bizlere izlerken bu ve buna benzer birçok soru sorduruyor.
Filmimiz, Tokyo’da Halkla İlişkiler departmanında şube başkanı olan Kanji Watanabe adlı kahramanımızın kanser olduğunu öğrenmemizle başlıyor. Kanji Watanabe bugüne kadar hiçbir şekilde izin kullanmamış, hayatını çalışmaya ve karısının ölümü ardından oğlunun yaşamına adamıştır. Kahramanımız yaşadığı sağlık sıkıntıları sonucunda doktora gider ve kanser olduğunu öğrenir. O andan itibaren yaşamını sorgulamaya başlar. Bugüne kadar neler yapmıtır? Bürokratik yaşam onu ne hale getirmiştir?
Karısına verdiği sözler,oğluna olan bağlılık Kanji Watanabe’yi hayattan koparmış ,onu bürökratik yaşama hapsetmiş ,kendi için hiçbir şey yapmayacak bir hale getirmiştir. Ölümünü öğrenmesiyle Kanjı Watanabe yaşamaya karar verir,kendine yeni bir yaşam kurmaya,banka hesabındaki tüm parayı çeker ve bara içmeye gider. Bir gece boyunca barlarda,gece kulüplerinde zamanını geçiren Watanabe yaşamanın onun için bunu ifade etmediğini anlar. Anlamasıyla beraber farklı bir arayışa girer. İş yerinden arkadaşı olan yaşama sevici dolu Toyo adlı bir kadınla karşılaşır. Onunla geçirdiği zaman içerisinde yavaş yavaş bir şeyleri fark etmeye başlar. Yaşamanın onun için ifade ettiği anlam artık kafasında belirgindir. Kadının yanından koşarak ayrılır,o anda doğum günü kutlayan bir ekibin ‘happy birthday’ şarkısını duyarız. Watanabe ofisine geri döner ve bürökratik işler çıkmazına sürüklenmiş,aylardır bir parktaki altyapı sorunlarını çözmek için uğraşan kadınların işlerini çözer,parka gider,salıncakta sallanmaya başlar. İlk kez yaşadığını hissetmiştir ve yüzündeki gülümsemeyle salıncakta ölür. Watanabe’nin ölümüne üzülen,onu anan sadece park için uğraşan kadınlar olur. Watanabe kendi kişisel mücadelesini vermiştir fakat bürokratik batak !952Tokyo’sunda ve maalesef hala günümüz dünyasında hakimdir.
Akira Kurosawa bu filmle 1952 Japonya’sının bürokrasisi,insana dair yaklaşımı,yaşam-ölüm hakkında derin eleştiriler getirmiş. Tüm bu olanlara insanca bir bakış açısıyla yaklaşmış , yedinci sanatın mucizevi diliyle 1952 yılında bize günümüze bile ışık tutan kareler yansıtmayı başarmıştır.Üzücü olan şudur ki Akira Kurosawa’nın 1952 yılında ekrana yansıttığı bu insanlık halleri,problemleri günümüzde Türkiye gibi birçok ülkede hala güncel bir problem halindedir. Dünyada üzerindeki insanların gerçekten yaşayabilmesi dileğiyle…