Kısa Film Pazarı: Kısa Film Listeleri #27

Pazar rutini kısa film listeleri ile karşınızdayız! Kışın son ayı bitmek üzere, yakında havalar ısınmaya başlayacak. Sıcak hava ve yaz tutkunları için iyi haber. Kış severlerden ise “Doğru düzgün bir kış yaşayamadık, ne ara geldi Mart…” şeklinde serzenişler duymanız mümkün. Bir soğuk hava, atkılar ve botlar hayranı ben ise… Size bu hafta bahar havası tadında bir kısa film listesi hazırlamadım, üzgünüm. Ama bahar havası tadında olmasa bile; hem hikayeleriyle hem de görsellikleriyle tadından yenmeyecek kısa film listesi derledim. Bu filmlerin hepsi yayınlandıkları yılların ardından En İyi Kısa Film dalında Oscar Ödülleri’nin sahibi olmuş. Evet, biliyorum Oscar kazananı filmler her zaman güvenilir olmuyor. Ama bu kısa film listesi mutlaka övgüyü hak ediyor. Herkes kahvelerini, çaylarını yapsın ve aşağıya doğru, kısa film listesi ‘ne buyursun lütfen!

Turangawaewae / A Place To Stand, Christopher Chapman (1968)

Bu filmde herhangi bir diyalog yok. Ekranın her parçasının siyah bir arka plana karşı değişen pencereleri var. Film bu görüntüleri ve sadece 45 üyeli bir orkestra ve 15 üyeli bir koronun müziğini içeriyor. Kentin önemli mekanları, kültürü ve insanlarının hareketli görüntüleriyle diyalogsuz olsa da canlı bir film.

Ayrıca yeni bir kurgu tekniği başlatan film, ekranın tek bağlamı içinde hareketli bölmeler, hareketli görüntüler kavramına öncülük etti. Filmde bazen aynı anda hareket eden 15 ayrı görüntü dönüyor. Yönetmen Christopher Chapman’ın “çok dinamik görüntü tekniği” adını verdiği bu teknik, o zamandan beri pek çok filmde kullanıldı. İzlerken bana daha önce izlediğim diyalogsuz ve 2 saat aralıksız süren şahane bir müziğe sahip Koyaanisqatsi’yi hatırlattı. Eminim bu film size de, daha önce gördüğünüz kurgulardan bir şeyler hatırlatacaktır.

İki kategoride Akademi Ödülü’ne aday gösterildi: En İyi Kısa Belgesel ve En İyi Canlı Aksiyon Kısa Film ödüllerinin sahibi oldu.
Filmin müziği, Dolores Claman ve Richard Morris tarafından yazıldı. “A Place to Stand, a Place to Grow” adlı tema şarkısını filmin ardından bir süre daha mırıldanmanız da mümkün.

The Mozart of Pickpockets, Philippe Pollet-Villard (2008)

Film, Birkaç İspanyol yankesicinin Paris sokaklarındaki çalma çırpma hikayelerini eğlenceli bir dille anlatıyor. Kimi zaman polis rolüne bürünen çete, kimi zaman da acemi turistleri avına düşürüyor. Fakat işler her zaman yolunda gitmeyebiliyor. Çetedeki diğer arkadaşları tutuklandığında, Richard ve Philippe parasız kalıyor. Sağır bir çingene çocukla sıkışıp ondan kurtulamıyorlar. Çünkü çocuk peşlerini bırakmıyor. Bu yüzden ikili karakterimiz, ona “ticaret”lerini öğretiyorlar. Dil engeline rağmen çocuk, çabucak hileleri öğreniyor. Bu gelişmenin ardından Philippe, suçlu bir ‘threesome’ oluşturduklarını öne sürüyor. Ancak işler kötü gittiğinde, bu kez gerçekten de dibe vuruyorlar. Eğer şehirlerin sokaklarında ve karmaşasında geçen filmleri seviyorsanız bu filmin de şehir karmaşasını beğeneceğinizi düşünüyorum. Philippe Pollet-Villard’ın Oscar ödüllü kısa filmi, keyifle ayırabileceğiniz bir yarım saati içeriyor.

Quicker’n a Wink, George Sidney (1940)

Dr. Harold E. Edgerton, gelişmesine yardımcı olduğu stroboskopik fotoğrafçılığı gösteriyor. Stroboskopik fotoğrafçılık süreci, çıplak gözle görülemeyecek kadar hızlı gerçekleşen olaylar sırasında ne olduğunu ağır çekimde görmemizi sağlar. Burada gösterilen örnekler arasında, bir ampulü parçalayan uçuş halindeki bir mermi, bir topa tekme attığında çarpma anı ve havada süzülen bir sinek kuşunun kanatlarının hareketi sayılabilir. Film bize bir dizi ağır çekim kaydı gösteriyor. Dönemin insanlarının bu tür fotoğrafik deneylere ilk kez maruz kalmış olduğunu düşünmek oldukça güzel.

Trevor, Peggy Rajski (1994)

Trevor, 13 yaşındaki bir çocuk üzerinden anlatılan kimlik, yeni keşfedilen cinsellik ve henüz fikirleriniz için hazır olmayabilecek bir dünyada büyümenin zorlukları hakkında bir reşit olma, büyüme hikayesi. Diana Ross’a tapan Trevor adında bir erkek, sınıf arkadaşına aşık oluyor ve arkadaşları tarafından reddedildikten sonra intihar etmeye çalışıyor. Film; Trevor gibi gençlerin, zorluklarla ve zorbalıklarla karşılaştığında dönebilecek gerçek bir yer olmadığını anlatıyor. Amerika’da çok etkili oldu çünkü ilk kez gerçekleri bir çocuk üzerinden sertçe gösteriyordu. Bu etki, lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, queer ve sorgulayan tüm gençler için ilk kez danışılabilecek ve intiharı önlemek için yaşam hattı Trevor Lifeline‘ı başlattı.

İlk başta tek kişilik bir tiyatro oyunu olan Trevor, yönetmenin bu oyunun harika bir kısa film olacağına inanmasıyla filme uyarlanıyor. Aynı sene En İyi Canlı Aksiyon Kısa Film dalında Oscar’ın da sahibi oluyor. Filmin senaristi, James Lecesne bir röportajında Trevor Lifeline Projesi’nin Akademi Ödülü’nden çok daha iyi bir sonuç olduğunu da belirtiyor.

The Bespoke Overcoat, Jack Clayton (1956)

Filmin girişi bir cenaze töreninde geçiyor. Mezara bir tabut konulur. Daha sonra mezar doldurulmadan önce tabutun üzerine bir palto atıldığını görüyoruz. Yahudi bir terzi olan Morrie aynada kendi kendine konuşuyor. Daha sonra ona Fender katılır. Terzilik sanatını tartışıyorlar.

Fender, Ranting and Co.’nun giyim üreticilerinin deposunda çalışan bir memur. Patronu Bay Ranting’e deponun çok soğuk olduğundan şikayet ediyor. Fender, depoda etrafında dizilmiş koyun postlarından bir paltosu olmasını istiyor. Ranting ise onunla alay edip iyi bir palto için asla 20 sterlin alamayacağını söylüyor. Fender da, ısmarlama bir palto yapmak için terzi arkadaşı Morry’ye gidiyor. Ancak palto giyemeden hipotermiden ölür; bu yüzden bir hayalet olarak geri dönüyor. Ve arkadaşının onu çalmasını istiyor. Hikayedeki bükülme, Morry’yi palto için (Morry’nin kendisiyle birlikte gömdüğü) kendisine teşekkür etmek için atölyesinde ziyaret eden Fender’ın hayaletinin bakış açısından geri dönüşlerle anlatılmasıyla oluyor. Palto için verilen bu ilginç mücadeleyi izlemek Pazar karantinanız için kesinlikle bir farklılık olacak.

Diğer kısa film listeleri için hemen şuraya göz atabilirsiniz!

Yazar Hakkında