Godard – Alphaville (1965) Film İncelemesi
2 min read
Fransız yeni dalga akımı deyince akla ilk gelen yönetmenlerden Jean-Luc Godard’ın yönettiği filmin 003 kodlu bir Amerikan dedektifi Lemmy Caution Alpha-60’ı yok etmek amacıyla Alphaville ’ye gelir. Ancak Alpha-60’ın yaratıcısı olan Profesör Von Braun’un kızı Natasha’ya aşık olmasıyla olaylar karmaşık bir hal alır.
1-Susmayan Ses
Tıpkı 1984 distopyasının Büyük Birader’inin insanları izlemesi gibi Profesör Von Braun tarafından yönetilen Alpha-60 da insanlara bir hoparlör yoluyla sürekli talimatlar vererek onları kontrolü altında tutar. Teknoloji ve araçsal aklın ön planda olduğu bu kentte insanların sorgulaması ya da insan doğa ilişkisi kabul edilemez.
2- Duygusal Suçlular
Bir kokteyl sonrasında havuzun etrafında katledilen erkekler bir seremoni havasında ölürken diğer bütün kentliler bunu alkışlar. Öldürülen bir erkeğin suçunu soran dedektif “Karısı öldüğünde ağladığı için” cevabını alır. Bu kentin rasyonelize edilmiş kurallarına aykırı davrananların sonu budur. Alphaville ’de duyguların yeri yoktur.
3- Büyük Omega Eksisi ve Nesnel Kadınlar
Bu kentte kadınlar bir cam fanus içinde sergilenmenin yanı sıra otellerde ve farklı yerlerde uyuşturucu veya para için kendini erkeklere pazarlamaktadır. Alphaville ‘de kadın tamamen nesnelleştirilmiş ve formül bulma aracı haline getirilmiştir.
4- Sürekli Patlayan Flashlar
Kentte sokak lambaları yanıyor olsa da sürekli bir flash patlar. Godard burada kentin içsel karanlığını vurgulamak gibi bir amaçla bu yöntemi kullandığını düşünebiliriz.
5-Muhteşem Cameo
Cameo filmde yönetmenin göründüğü kısım anlamında kullanılan bir terimdir. Her şeyin kontrol altında olduğu bu kentte bütün filmi kontrol eden yönetmen Godard’ı polis arabasının içinde görmemiz oldukça manidardır.