Adam’s Apples Film Tanıtımı
3 min read
Anders Thomas Jehnsen imzalı Adam’s Apples Nordik Sinema’nın değerli örneklerinden biri.
Film temelde, şartlı tahliye edilen Adam’ın üç aylığına bir kiliseye gönderilmesini ve orada rahiple yaşadıkları çatışmayı konu alıyor. Rahip kendi gerçekliğinde yaşayan, dünyadaki gerçeklere kendisini kapamış, Tanrı’ya olan inancı oldukça kuvvetli, başına gelenlerin şeytandan kaynaklandığını düşünen ve her koşulda şeytanı suçlayan bir karakter. Adam ise neo-nazi bir suçlu.
Filme bir taraf suçluyu temsil ederken diğer taraf masumu temsil ediyor ve film başından itibaren bu tezatlıklarla örülü bir biçimde ilerliyor. Her bir karakter başından itibaren metaforik anlamlar içeriyor. Filmdeki “elma” figürü de mitolojide Adem ve Havva’ya işaret ediyor. Adam- Adem’i, Ivan yani rahip ise Havva’yı temsil ediyor. Filmin başında Adam kiliseye geldiğinde görev olarak Ivan ona; bahçedeki elma ağacından topladığı elmalarla elmalı pasta yapmasını söylüyor. Adam elmalara asla ulaşamıyor. Elma ağacının başına bir sürü aksilik geliyor. Çünkü Adam kiliseye ve oradaki insanlara karşı bir inanç beslemiyor. Ivan’ın kendisiyle ilgili hiçbir şeyi gerçek olarak görmemesi, Adam’ın da orayı asla kabullenememesini beraberinde getiriyor ve bu durum fiziksel şiddete yol açıyor.
Başlardan itibaren (tasvip etmediğimiz türden bir karakter olmasına rağmen) Adam ile özdeşleşiyoruz. Filmde olanlara karakterlerin özellikle de Ivan’ın aşırı tepkisiz kalması seyirci gözünden de bir yerde Adam’ı haklı çıkarıyor. Adam neo-nazi olmasına rağmen insanları öldürmekte basit davranmıyor. Ivan ise iyiliği temsil etmesine rağmen çok basit konularda oldukça sert tepkiler veriyor. iyilik ve kötülüğün keskin çizgilerde olamayacağını gösteriyor. Kilise doktorunun Ivan’ın psikolojik olarak sağlıklı olmadığını söylemesiyle fiziksel şiddet psikolojik şiddete dönüşüyor. Adam, Ivan’a psikolojik şiddet uygulamaya başladığında Ivan’ın kulağı kanıyor. Kulak kanaması da Ivan’ın gerçeklere kulağını tıkadığını gösteriyor. Adam da Ivan’ı gerçekliklerle yüzleştirmeye çalışıyor. Kendisi de bu süreçte Tanrı ile arasında olan bağı güçlendiriyor.

Job’un Kitabı
Adam’ın elmalı pasta yapma konusundaki inancını yitirdiği sırada ağaca yıldırım düşüyor. Adam’ın elindeki fener yanıyor ve Adam Tanrı’ya karşı bir inanç beslemeye başlıyor. Sonunda pastayı yapmayı başarıyor. Ivan ise başından vuruluyor fakat ölmüyor. Adam’ın odasında bir İncil bulunuyor. İncil her yere düştüğünde Job’un Kitabı adlı bölüm açılıyor. Job başına ne gelirse gelsin Tanrı inancını kaybetmez ve sonunda ödüllendirilir. Adam ve Ivan da sonucunda ödüllendiriliyor.
Filmden sonucunda dindar bir anlam çıkıyor gibi gözüküyor fakat dindar bir anlama hizmet etmiyor. Belki de ediyor. Çünkü yönetmen her açıdan yorumlanabilecek kapıları seyirciye açık bırakıyor. Gözümüze boğmadan ince detaylı bir film yansıyor.